25 Ağustos 2011 Perşembe

İftarda Buluştuk E-Ticaret Konuştuk


     Dün aksam eticad'in viaport oteldeki "iftarda buluşalım, e-ticaret konuşalım" adındaki iftar programına katılmıştım. Gelen maillerde 1000 kisi ile sınırlı olduğu belirtilen gecede ödül almak İcin mikrofon basına gecen her konuşmacının da belirttiği gibi, ben de bu kadar katılımcının olabilecegini tahmin etmiyordum. Nerdeyse tüm masalar  doluydu ve e-ticaretin Türkiye'deki önemli duayenleri de oradaydı.

Geceden bazı notlar
-- Hürriyet o gece yeni e-ticaret platformu yeniçarşım.com'un duyurusunu yaptı. Anlaşılan gitigidiyor'a bir rakip geliyor.

-- Birkaç ajansın videoreklam networku ve platformu kurmaya çalıştığını biliyorum ve ajans dönemimde ben de bunlardan birinin içindeydim. Ama netbookmedya sanırım biraz hızlı cikti ve o gece bu coolshark video platformunun duyurusunu yaptı. Bakalım gelecek günlerde bir iki tane daha video network haberi alacak miyiz.
--  E-ticarette isin basindayiz. O Akşam önemli mesajlardan biri de Sina afra, Emre Kurttepeli gibi önemli duayenlerin söylediği en önemli mesaj, e-ticaretin henuz basında olduğumuz ve daha önce turkiyeye burun kiviran tüm büyük yatırımcıların Türkiye'de mümkün olduğunca fazla e-ticaret firması ile görüşmeye çalıştıklarını söylemesi idi.
Muhafazakar kesime yönelik ilk ve tek fırsat sitesi saklışehir.com adına katıldığımız gecede oldukça renkli simalarla sohbet etme firsati bulduk. Tüm uzmanların söylediği şey, rekabete girmeyi gerektirecek bir durumun olmadıgını farkedip, daha farklı ne yapılabileceğine odaklanmak idi. Yolun başındayız çalışmaya devam.
Çorbadan sonra yemeklerin gelmesinin gecikmesi dısında hersey çok güzeldi. Eticad'a teşekkürler.

27 Haziran 2011 Pazartesi

Buluştrend Yaza Merhaba Etkinliği

"Buluştrend - Yaza Merhaba" Etkinliği 25 Haziran'da yine yoğun ilgi gördü.
Astoria Cafe Nero'da gerçekleşen Etkinlikte,Tüm fırsatların ortak noktada toplatıldığı fırsatbufırsat.com'un kurucusu Oğuz Arslan ve Reyhan Çepik konuşmacı olarak katıldılar.
Ciddi bir dinleyici kitlesinin takip ettiği bu etkinlikte Oğuz ve Reyhan hem Projenin düşünce aşamasından bugüne kadarki süreci paylaştılar hem de Silikon vadisindeki durum hakkında güncel bilgileri verip,dinleyicilerin sorularını cevaplandırdılar. 
4 Saat sürek harika bir söyleşi oldu. Oğuz ve Reyhan gerçekten harika bir ikili olmuşlar. Her biri kendi alanında mükemmel donanımlara sahip olmalarına rağmen bir o kadar da mütevaziler. Bence  iki kişi ile 11 kişilik bir ekip işi çıkartmış olmalarıyla sinerji kelimesinin tam olarak anlamını karşılayacak bir manzara sergiliyorlar. 
Hem silikon vadisindeki durum, hem Melek Yatırımcı piyasasındaki gelişmeler ve onların Türkiye'mize bakışları, hem fırsat siteleri için yaptıkları ve yapacakları hakkındaki bilgiler hem de molalardaki ikili görüşmelerde bireysel girişimler için fikir almak isteyen genç girişimcilere verdikleri fikirler ile dolu, harika bir gün yaşadık. Saatin nasıl geçtiğini fark etmedik bile. Buradan hem Reyhana ve Oğuz'a, hem de organizasyonu yapan, yepyeni fırsat sitesi  saklisehir.com'un da kurucusu olan Ömer Ekinci'ye çok çok teşekkürler. 

12 Haziran 2011 Pazar

Windows 8'den İlk Görüntüler Yeryüzüne Çıkmaya Başladı

      Windows 8'in ilk görüntüleri internet ortamında dolaşmaya başlandı. Bunlardan biri de burada linkini vereceğim video'dur. Youtube üzerinde yayınlanan bu video'da da göreceğiniz gibi windows, yeni versiyonu ile tasarımdan sınıfta kalmış görünüyor. 
      Oldukça basit, dikdörtgenlerden oluşan sıradan bir tasarımcının bile yapabileceği bir basitlikte. İlk görüntüler olması hasebiyle, değiştirileceğini (veya taklit edilmesin diye böyle gösterildiğini) düşünerek teselli olmak istiyoruz. 
      Tamamen el ile kullanıma yönelik tasarlanmış gibi görünen yeni versiyonun,(net/note)booklarda touchpad veya normal mouse ile nasıl kullanılacağı da merak konusu oluyor haliyle. 
      Video ilerledikçe, yeni özellikleri gördükte, yine de farklı bir arayüz, farklı bir tarz, farklı bir teknoloji olduğunu düşünmeye başlıyoruz ki,  Excel programını açışı ile bir anda yine hayal kırıklığına uğruyoruz. Yine windows'un 95 versiyonundan itibaren görmeye başladığımız "Başlat Menüsü"  ile birlikte ekrana geliyor  program.

      Çinlilerin gözlerinin neden çekik olduğu sorulduğunda sebebinin microsoft olduğu söylenir. Ne zaman yeni bir windows çıksa "Başlat Menüsü" gören çinliler, iki eli ile kafalarının kavrayıp "yine mi yine mi" diye diye gözlerinin çekik kaldığı rivayet edilir :)

Şaka bir yana, acaba ben mi göremiyorum harika özellikleri. Bir de siz bakar mısınız.

6 Haziran 2011 Pazartesi

Arama Motorlarındaki Büyük Yanlış

      Google ile tanışma tarihimizle eşdeğer olarak SEO denen bir şey var başımızda.Yani siz Google tarafından doğru indexlenmek istiyorsanız, sitenizdeki içeriği, Meta TAG'leri, URL'leri ve daha bir çok şeyi Google'ın belirlediği kurallara göre yapmak, hazırlamak zorundasınız. Bunun ilki META TAG ile başlamıştı. O zaman Meta TAG'inize yazdığınız şeye göre Google sizi indexliyor ve o kelimelere göre sizin sitenizi ziyaretçiye gösteriyordu.
      Peki Google neden böyle bir şeye ihtiyaç duymuştu?
Cevabı gayet basit. Google'ın o zamanlar tüm sitelerin tüm sayfalarını taraması ve bunlarda geçen tüm kelimelere göre indexlemesi düşünülemezdi, çünkü o kadar bellek harcamak imkansızdı. Öyle ise site sahibi hangi kelimelerde görünmek istiyor ise o kelimeleri Google'a kendisi söyleseydi ve sitesini ona göre kaydettirseydi daha kolaydı.
      Aynen de öyle yapıldı. Nitekim siz sitenizi yaparken Tag'larinize hangi kelimeleri yazarsanız Google sizi o kelimeleri arayan ziyaretçilere gösteriyordu. Pozitivist bir bakış açısı ile değerlendirirsek, gayet mantıklı bir çalışma idi. Yani yüzlerce fasikülü olan bir ansiklopedinin index kısmının yine yüzlerce fasikül kadar olması mı, yoksa sadece ansiklopedideki başlıkların mı yazılması mantıklıydı. Elbetteki ikincisi. Öteki seçenekte, bir şeyi bulmak  imkansızlaşacaktı. Bu mantıkla(!) indexleme yapıldı Google'da.
      Fakat.
      Fakat bir şey unutuldu. Dürüst olmayan operasyonlar.
      Ya dürüst olmayıp, sitesinde o konu yer almadığı halde aramalarda çıkmak isteyen siteler olursa ne olacaktı. Mesela siz Demir üreticisisiniz. Çimento arayan bir kişinin de sitenizi görmesini istediğiniz için Tag'lerinizi buna göre ayarladınız. Google da sizi böylece indexledi ve Demir arayan bir kullanıcıya Çimento içerikli bir siteyi gösterdi.
      Bu durumda Google aslında ziyaretçinin istediğini getirmiş olmadığı gibi, ziyaretçinin zamanını da epey bir israf etmesine sebep oldu. Ziyaretçi gelen sonuçlar içinde istediği konuyu bulmak için oldukça fazla zaman harcamak zorunda kaldı.
      İşte Şu an tam da bu durum ile karşı karşıyayız. Gayet masum bir örnek ile anlatmaya çalıştığım bu problem şu an arama motorlarının başını belaya sokacak gibi duruyor. Çünkü Motorlar, arama vazifesinde başarısız olmaya başladı. En zor bir konu için bile milyon sonuç ekrana getiriyor ve bu sonuçların içindeki doğru sonuç sayısı giderek azalıyor.
      Bugünlerde Yahoo,Google ve Bing birlikte hareket edip kuralları yeniden belirlemeye çalışacaklar. Ezeli rakip olan bu markaların her an bir bahane ile ayrılacakları ihtimalini de unutmadan, yine de görüşmelerin neticesinde güzel şeylerin çıkmasını umuyorum. Aksi Taktirde Bu hataları giderek kendi ölümlerini getirecek gibi gözüküyor. Özellikle de her alanda ciddi büyümeler kateden sosyal ağların, arama motorlarının tahtını sarsmaya başladığı şu günlerde uzun yaşamak kendi ellerinde.

10 Mayıs 2011 Salı

Webrazzi Satılıyor.

     Hemen söyleyeyim ki bu doğru değil. Ama bu başlığı webrazzi'nin sayfasına girdiğinizde göreceksiniz.
      Dürüstlük, ve ziyaretçiyi aldatmamak, reklamlarda aldatıcı bir içerik kullanmamak, nelerin aldatmaya girdiği, nelerin normal görüleceği hep tartışma konusu olmuştur. Ve bunun standartlarını da belirlemek giderek zorlaşıyor.
      Anlaşılan Webrazzi'nin (daha doğrusu Limango'nun) bu reklam uygulamasını da (Case Study) gurubuna dahil edip ve bir süre de bunu tartışmaya açmalıyız.
     Webrazzi'nin sayfasına girdiğinizde (aşağıdaki resimde de göreceğiniz gibi) webrazzi'nin satılıyor olduğunu anımsatan bir başlık ile karşılaşıyorsunuz. Hele de internetiniz, Bilgisayarınız veya kullandığınız explorer'ınız biraz yavaş ise, o yazı 5-10 saniye kadar sabit olarak orada duruyor. Otomatik olarak merak uyandırıyor ve tıklıyorsunuz. (eminim herkes bir kere tıklamıştır)
Ardından (hoppalaaa)  dedirtecek bir şey oluyor. ve Webrazzinin sayfası kapanıp, Limangonun bir internet reklam deyimi ile kampanya için oluşturduğu Landing Page geliyor.
      Hem de Webrazzi'nin kurumsal renk ve formatında hazırlanmış olması da akla başka bir soru getiriyor.
      Tabi şaşırmamak elde değil. Belki bir kısmınız kızıyordur.
     Şimdi bunu gören digital reklam dünyası bu konuda ikiye ayrılacaktır. Bir kısmı Creative bulacak bu reklamı. Bir kısmı ise dürüst olmadığı için kullanıcıyı yanıltıcı diye değerlendirecek.
     Açıkçası bu işin malesef bir kuralı olmadığı için her iki fikre de itiraz etmek çok zor.
     Fakat kişisel olarak şunu söyleyeyim ki ben ikinci taraftayım. Çünkü ben limangonun reklamını birçok yerde zaten görüyorum, Burada da yine (yanıltılmış bir ziyaretçi olarak) bir limango reklamı ile karşılaşmış oluyorum. Ve eğer ben limangoya üye olmayacaksam, buradaki aldatmaca da beni uye yapmayı başaramaz. Yani bunu bir aldatmaca ve kullanıcının vaktini çalma olarak değerlendiririm. Ve burayı kapatıp webrazzinin sayfasına geri dönerim.
     Eğer bu reklamı bir ajans yapıyorsa, ve CPC (tıklama) bazlı bir anlaşma yapmış ise, emin olun bu yolla Limango'nun epey bir bütçesini alacak demektir. Çünkü ziyaretçiyi yanıltıcı bir yolla tıklatma yaptırılacağı için çok fazla insan tıklayacaktır. Ama bu tıklamalar, aslında neye tıkladığını bilmeyen bir kitleden gelen tıklamalar olduğu için bunları "sahte tıklama" statüsünde bile değerlendirebiliriz.
     Yok eğer bu bir CPL kampanyası ise, o zaman zaten gelecek olan Lead (yani üyelik kabulü) sayısına göre ödeme yapılacağı için(maddi açıdan) pek bir zararı olmayacaktır. Bir de üstüne benim gibi konudan bahseden birkaç kişi çıkarsa, bu iş WOM olayına bir katkı sağlayabilir. Ama bu sitenin okuyucu kitlesinin Limango'yu zaten duymuş olacağını düşünürsek, bu operasyonun fayda analizini yeniden yapmak gerekebilir. (açıkçası bu kampanyanın sonunda analitik değerleri görmek isterdim. en doğru değerlendirmeyi onlar verecektir)
     Ben olsam, burayı webrazzi üyelerine özel bir indirimle kullanmayı tercih ederdim. Bu küçük bir hediye olabilir, kayıtta hediye edilen tutarın arttırılması olabilir vs.Yani üzerinde biraz düşünülürse çok şeyler çıkabilir. Ama bu şekli ile kullanmış olmak, hem lead sayısını başka sitelerdeki reklam çalışmalarından çok daha fazla arttırmayacaktır, hem bir takım kullanıcıları webrazziye veya limangoya karşı kızdırabilir.
     Bu riski almayı çok mantıklı bulmuyorum.
     Ne yazık ki bunun ile ilgili kurallar ve çizgiler net konamadığı için bu konular dünya durdukça tartışılacak, her kes birbirine "sen de haklısın" demekten başka bişey yapamayacak.

5 Mayıs 2011 Perşembe

Pazarlamada sosyal medya bir kandırmaca mı?

     Bu başlık hardwaremania.com sitesinde yayınlanan bir yazının başlığı.
     Her ne kadar yazıda soruya cevap verilmemiş olsa da ilgi çekmeyi başardığı kesin.
     Yazıyı aynen yayınlıyorum.

IBM tarafından yapılan bir ankete göre pazarlamacılar, hedef kitlelerine ulaşmak için daha gerçekçi çözümler arıyorlar.
Dün Boston’da yapılan bir pazarlama etkinliğinde açıklanan The State of Marketing 2011 raporu, çeşitli ülke, sektör ve hacimden 300′e yakın online ve doğrudan pazarlama şirketini kapsıyor. Sonuçlara göre pazarlamacılar hem mobil, hem de sosyal pazarlama beklentilerinde daha pratik yöntemlere başvurduklarını gösteriyor. Şirketler, özellikle son kullanıcıya yönelik pazarlama kampanyalarının büyük ölçüde bilgi teknolojilerine dayandığını farkettiklerini belirtiyorlar.
Anket sonuçlarından bazıları şöyle:
  • Pazarlamacıların yarısından çoğu sosyal medyayı kullanıyor, ancak aldıkları tepkiler sonucunda hevesleri baltalanmış. Abartılmış beklentileri törpülenmiş ve artık pazarlamacılar, sosyal mecraların daha odaklı sonuçlar verebileceği değerler arıyorlar.
  • Şirketlerin %40′ından fazlası mobil pazarlama taktikleri kullanıyor. %20′si de bu stratejileri yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyor.
  • Ankete katılanların yaklaşık %60′ı, “ölçüm, analiz ve öğrenme” sürecinin en büyük BT darboğazını oluşturduğunu, geçen yıl pazarlama gereksinimlerinde en üst sırayı BT desteğinin aldığını belirtiyor. %60′tan fazlası veriyi eyleme dönüştürmenin en büyük organizasyon sorunu olduğunu dile getiriyor.
  • Araştırmaya cevap verenlerin %90′ından fazlası, teknolojiye olan talep arttıkça ve benimsenme oranları yükseldikçe bir entegre pazarlama süiti ihtiyacı doğacağı fikrinde birleşiyor.
  • Pazarlama şirketleri, pazarlama etkinliğini daha iyi anlayabilmek için cross-channel attribution (herbir mecranın sürecin geneline yaptığı katkı) olgusuna artık daha ciddi yaklaşıyorlar.
Pazarlamacılar hem verileri nasıl derleyecekleri, hem de pazarlama performansını en iyi şekilde nasıl ölçebilecekleri konusunda sürekli sorunlar yaşadıklarını da belirtiyorlar.
Sosyal medya yönetiminde kullanılabilecek araçlar bolca mevcut, ancak pazarlamacılar gerçekte neyi ölçeceklerini ve neyin başarı kabul edilmesi gerektiğini tam olarak bilemiyorlar. Örneğin, linklerinizin tıklanması mı, retweet edilmek mi, yoksa transaction (herhangi bir şekilde veri aktarımı) mı başarılı kabul edilmeli? Ayrıca mecralardan (Facebook, mobil vs.) hangisi daha hesaplı? Kısacası bu araçlar yalnızca onlara ait verileri işleyebilme yeteneğiniz kadar başarılı olabiliyorlar.
Bu araştırmadan çıkarılabilecek en faydalı gerçek, pazarlamacıların artık beklentilerini gerçekçi hale getirdikleri ve bu sayede reklamverenlerin daha sağlıklı kararlar vermelerine yardımcı oldukları. Tüketici pazarında sosyal medya kampanyaları müşteriye abartılarak sunulduğu için gerçekdışı beklentilere sebep oluyor.

     Yazı ile ilgili şunlari söylemekte fayda var.
     Öncelikle bahsedilen raporu da inceledikten sonra,bunun IBM'nin Marketing sektörü için geliştirdiği bir dizi alternatif çözümün çatı ismi olan Unica'nın tanıtımı için gerçekten çok faydalı olmuş.
     Pazarlamada Sosyal medya bir kandırmaca değil tabi ki. Çünkü sosyal medya bir teori değil, şehrin sokakları kadar gerçek, okuduğunuz gazete kadar gerçek, cebinizdeki telefon kadar elle tutulur,evinizdeki televizyonunuz kadar gözle görülür bişey. Pazarlama yapıyorsanız burayı gözardı etmemeniz gerekir.
     Fakat;
     Firmaların "sosyal medyadaki pazarlama faaliyetlerinden alınan sonuçları değerlendirirken neye dikkat edeceklerini bilmemeleri sorunu" da bir gerçek.
     Sosyal medyanın tercih edilmesi önerilirken, aşırı abartıldığı da bir gerçek.(Ülkemizde marketin adına konuşan herkesin facebook ve twitter'dan abartılı söz ettiği de bir gerçek).
     Pazarlamacıların (ülkemizde bu çok daha fazla görülüyor malesef) gerçekte neyi ölçmeleri gerektiğini ve neyi (hangi değeri) BAŞARI olarak kabul edeceklerini bilmedikleri de bir gerçek.
     O nedenle birçok firmanın ajanslar tarafından sömürüldüğü de başka bir gerçek.

Rapora direk ulaşmak isteyenler için: http://campaigns.unica.com/survey2011


2 Mayıs 2011 Pazartesi

Sosyal Medya Marketing'de Microsoft Cephesi

     Sosyal Medya Marketing deyince akıllara ilk önce Facebook geliyor. Ardından da  "Medyanın zorlamasıyla" twitter ve friendfeed konuşuluyor. Ama aslında bu doğru bir sıralama değil. Eğer çalışmalarınızda, bütçe/operasyon paylaşımını böyle yaptıysanız büyük eksik var demektir.  O da Microsoft'un mecraları.
     Sosyal Medyada bence Facebook'tan sonra kesinlikle Microsoft'un mecralarını ikinci sıraya almak gerekiyor. Bilindiği gibi Hotmail hala (Türkiyede ve) dünyada kullanılan en yaygın mail olduğu gibi,Messanger'da yine en yaygın iletişim şekillerinden birisi.
Twitter ve friendfeed Türkiyede doğal yoluna girmiş değil. Hala zorlamalarla yürüyor. Birçok insan inandığı için değil, sadece "havas" denen tabakada konuşulduğu için bir hesap açıyor. O nedenle bu iki mecrada reklam yapacaksanız çok abartmamanızı tavsiye ederim.
     Microsoft giderek sosyal medyaya uygun değişiklikler yapıyor. Son versiyonundan sonra Messanger platformunu "facebook'u da içine alacak şekilde" geliştirdi. Yeni yüzü henüz Türkiye'de ciddi bir kullanıcı seviyesine ulaşmamış olsa da eski versiyonu ile Tükiye'deki en büyük payı aldığı için bu mecrayı kesinlikle sosyal medya opersayonlarımızda ikinci sıraya almanızı öneririm. tweeter'ın abartıldığı kanısındayım. (tabi bu onu unutmanız anlamına gelmesin)
     Bildiğiniz gibi, Microsoft tüm mecralarında advertising operasyonları için sürekli olarak yenilikler yapıyor ve tüm mecralarında mutlaka bir reklam alanı ayırmaya çalışıyor.Adwords reklamları için  Yahoo ve Bing'in bir çatıda birleşmesi son zamanlarda dikkati çekiyor.
     Benim önerim, Eğer X bir ülkede online reklam operasyonları yapacaksanız, Mutlaka o ülkedeki Google,Bing,Facebook ve Messanger kullanım değerlerini almanız ve ona göre bütçenizde mutlaka Microsoft platformlarına yer vermeniz yönünde olacak.
     Dediğim gibi, Hotmail türkiyede en çok kullanılan mail sistemidir. Burayı bile sosyal medyayı tamamlayıcı bâbında kullanmayı düşünebilirsiniz. Ayrıca Messanger, ülkemizdeki internet kullanıcılarının hâla olmazsa olmaz iletişim şekillerinden biridir. Özellikle yeni arayüzü ile daha büyük ölçülerde reklam alanlarına yer verilmiş olması ile güzel ve verimli reklam kampanyaları yapılabilir.
     Tabi eğer imaj reklamları yapacaksanız,MSN portalini de unutmayın derim.

     Son olarak, ne zaman ki Microsoft da (ajanslara özel hizmetler vermekle birlikte) son kullanıcının kendi kampanyalarını yapmalarındaki esnekliği arttırırsa o zaman tüm Microsoft alanları Google kadar ilgi görecek ve belki de.......